Çözüm için öncelikle sorunun ne olduğu tüm gerçekliğiyle ortaya konulmalı ve siyasi çıkarlardan ziyade, Hak ve Adalet temelli kalıcı bir çözüme odaklanmalıdır.

Çözüm için soruna doğru teşhis konulmalıdır. Doktor, gelen her hastaya aynı ilacı yazmaz. Öncelikle hastanın şikâyetlerini dinler, gerekli tahlillerle bir teşhisten sonra ona en iyi gelecek tedaviyi uygulamaya çalışır.

Kürt meselesi yüzyıldır büyük bir sorun olarak orta yerde durmaktadır. Büyük acılara ve büyük bedellere mal olan bu sorun, doğru teşhis ve doğru tedavi uygulanmadığı için giderek kronikleşmektedir.

Öncelikle bu meselenin bir şahıs, bir parti, bir örgütle sınırlı olmadığı bilinmelidir. Abdullah Öcalan’la ilgili sorunları, Öcalan ve onu temsil edenlerle görüşebilirsiniz. Bir partiyle ilgili bir sorunu, o partinin yetkili organlarıyla görüşebilirsiniz. Ama “Kürt Meselesi” dediğinizde, muhatabınız tüm renk ve oluşumlarıyla birlikte bütün bir halk olmalıdır.

Sorun Adalet ve insanlık meselesidir, bu sebeple bütün halkı ilgilendirmektedir. Daha önce bir parti ve örgütle denenen ve çok kötü sonuçlara sebep olan yöntemlerden ders alınmalıdır. Nasıl ki devlet ve yönetimde her kesimin temsiliyet hakkı var ise, çözüm arayışında da her kesim muhatap alınarak görüşleri alınmalıdır. “Demokrasi” dediğiniz de bu değil midir? Öncelikle DEM, HAK PAR, HÜDA PAR, PAK… STK’LAR, Akademisyenler, Âlimler, Kanaat Önderleri muhatap alınarak, çarşı ve pazardaki halkın talepleri de dikkate alınmalıdır ki, Adalet üzere sağlam temelli bir çözüm inşa edilebilsin.

Bütün halkı dikkate aldığınızda çözümün çok daha adil ve basit olduğunu göreceksiniz. Öyle şahsi hesapları, gizli ajandası, ideolojik ve iktidar beklentileri olmayan halkın; taleplerinin genel ve bütün toplumun faydasına olacağını göreceksiniz. Tabi halkın talepleriyle inşa edilecek bir çözüm, çok daha adil ve kalıcı olacaktır. Aslında hak ve Adalete uyulursa çözüm çok basit. Madde madde yazmaya gerek yok. Hak ve Adalete uyarsanız, sorun çözülür.

- Herkesi kendiniz gibi Hak sahibi görürseniz, sorun çözülür.

- Anayasanın ‘Eşitlik’ ilkesine uyarak, bir Türkün sahip olduğu bütün hakları Kürde de tanırsanız, sorun çözülür.

- Hukuka uyarak, her insanı eşit haklara sahip kabul ederseniz, sorun kalmaz.

- Kendinize istediğiniz her şeyi başkalarına da isterseniz, sorun çözülür.

- Kardeşliğin gereğini yerine getirir ve kardeşlerinize de eşit hakları tanırsanız, sorun çözülür.

- Sizler gibi Allah’ın yarattığı ve eşit haklar verdiği Kürdün, tabii olan insani haklarını kısıtlamaya kalkışmasanız, sorun olmaz.

- Bütün dil ve ırkları bir tek insan gibi eşit haklara sahip bilip saygı gösterseniz, sorun kalmaz.

Çıkar, ideoloji, ırkçılık… Gibi ayrıştıran bütün sorunları aşıp, bir ve eşit olarak insani değerlerde buluşmak dileğiyle…