Mehtap Karakaya

Mehtap Karakaya

Gençler Çok mu Yalnız’sınız!

Gençler Çok mu Yalnız’sınız!

Gerçekten çok mu yalnızsın? Ya da senin yalnızlığın neye göredir, ne kadar ifade edebilirsin, seni yalnızlığa iten düşünceler nelerdir, kimler yalnız bıraktı, niçin yalnız bırakıldın! Ne zamandır yalnızsın.
Sen yalnız olduğuna nasıl inandın ve kendini nasıl bu kadar köşelerde hissedebildin; Yalnızlığını kimlerle ya da nelerle paylaşıyorsun?
Yalnızlık adı verilen bu durum anlamsız, gerçeklerden uzaklaştıran, gençliğin, insanlığın ve özellikle de biz gençlerin duygularını savuran, içi boş ve ümitsizliğe sevk eden bir boşluk değil midir? Sanatçıyım diye ortaya atılan, sanattan başka her türlü ahlaksızlığı yapmaktan çekinmeyen, her türlü çirkefliklerini gözler önüne sergileyen, Allah’ın emir ve yasaklarını tanımayan, tanımak ta istemeyen kısacası yaşadıkları gibi inanan şeytanın bile sakındığı ve ülkemizi bataklığa sürükleyen, gençlerimizin, gençliğimizin imanını boğmaya çalışan bu insanların yorumladıkları o iğrenç nağmelerde teşvik ettikleri yalnızlık! Toplumsal çöküntü değil midir?
Allah’ın biz kullarının hizmetine sunduğu o kadar nimetin karşılığında nankörlük değil midir? Biraz daha farklı düşünüldüğünde. Bu insanların tek bir amacı var; O da Allah’tan uzaklaştırmak, gençlerimizi ve gençliğimiz yozlaştırmak, ülkemiz insanlarını ve tüm insanlığı umut var olmaktan alıkoymak, boş üzüntülere boğmak…
Bizler ise bu tür duygulara kapılıp zamanımızı ve ömrümüzü zayi ediyoruz maalesef. Her gün biraz daha kaybediyoruz değerlerimizi… En büyük nimetlerden biri olan zaman beklemiyor. Kalplerimiz aciz, gönüller yoksun…

 

Gençler!
Sizce de uyanmanın zamanı gelmedi mi? Hayatı daha güzel yaşamanın, dinimiz İSLAM’ı daha da iyi uygulamanın, onu korumanın, ona sahip çıkmanın zamanı gelmedi mi? İnanın yalnızlık diye bir şey yoktur aslında.
Şöyle bir düşünün: Ana rahmine düştüğün ilk andan itibaren rahim zarı içerisinde seni kim koruyordu? Doğduğunda senin için özel olarak anne sütünü kim yarattı? Dünyaya gözünü açtığın anda anneni kim senin hizmetine sundu? O’na (annene) sahip çıkma, koruma, en güzel şekilde yetiştirme şefkat duygularını kim bahşetti? Sen yaşına girdiğin dönemlerde kimin izniyle konuşmaya başladın? İlk adımlarını kimin izniyle gerçekleştirdin? Ve sen kimin izniyle nefes alıp veriyorsun? Vücudunu baştan aşağı bir incele. Sen tek gözle de yaşayabilirdin, tek kulakla da yaşayabilirdin, tek kol ya da tek bacakla da yaşayabilirdin…
Ama Rabbimizin ilmi sınırsız, rahmeti-bereketi ve kudreti sonsuz. O kullarını çok seviyor. O yarattığı tüm canlıları çok seviyor.
Biz kullarına diğer varlıklardan daha çok değer veren Rabbimiz; dünyadaki ve yeryüzündeki her şeyi yıldızları, güneşi, ayı, etinden sütünden derisinden yararlandığımız hayvanları, önce Allah’ın emri ve ona olan zikri ile üzerinde bin bir türlü bitki bitiren toprağı bizim için yaratmış ve biz kullarının hizmetine sunmuştur. Bizler O’na olan kulluk görevlerimizi eksik yaptığımız halde. İşte onun rahmeti-bereketi-kudreti sonsuz, O kullarını çok seviyor ve kur`anda şöyle buyuruyor:
“Şüphesiz göklerin ve yerin yaratışında, gece ile gündüzün birbiri ardından gelişinde, akıl sahipleri için ayetler (ibretli deliller) vardır.” -Al’i İmran: 190-

 

Selam ve Dua ile

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehtap Karakaya Arşivi