Resmi Nikah ve Dini Nikâh!
Evet, ikisi arasında bazı farklar var. Ama Esas olan toplumsal düzenin, insan ilişkilerinin ve beraberliklerin kayıt ve güvence altına alınmasıdır.
Hayatın devamı ve sevgi üzere kurulması için Allah, kadın – erkek arasında sevgi bağı kurmuştur. Erkek dişi bütün canlılar arasında olan bu bağ, hayatın devamı için hem ihtiyaç hem de mutluluk vesilesidir. Bu ihtiyaç ve sevgiyi fıtratımıza programlayan Allah; bu ilişkinin sağlıklı, meşru ve adilane olmasını istemiştir. Kuşlar, kurtlar, Arslanlara… Baktığınızda, hayvanlar âleminde bile bir erkek ve bir dişinin beraber yaşadıklarını görüyorsunuz. Ve Allah’ın yaratmasına bakın ki; her erkek eşini, ailesini koruyor, dişi de erkeğinin arkasında ve yavrusuna canından daha çok sahip çıkıyor. Ve hayat ancak böyle devam edebilir
İnsanı doğruya meyilli olarak yaratan Allah, tüm hayat gibi bu ilişkinin de nasıl daha sağlıklı olacağını gönderdiği Resul ve kitaplarla bildirmiştir. Daha nazenin ve duygusal olan kadının mağdur edilmemesi, nesillerin karışmaması; eşler ve çocuklar arasında sevginin kaybolmaması… İçin Kadın erkek ilişkisinin resmiyet altına alınmasını istemiştir. Yani Kur’an nazil olduğu zaman ve o günün toplumunda; bir mal ve zevk aracı görülerek her türlü haktan mahrum bırakılan kadın, Kur’an emriyle güvenceye alınmış ve nikâh şartı getirilerek her türlü hakkına resmiyet kazandırılmıştır.
Yaradılıştan gelen ve dinin yol gösterdiği bu hassasiyetlere, dini tanımayan ülkeler de Hukuk sistemlerinde kendilerince kayıt altına almışlar. Dini birçok hassasiyeti dikkate almayan ve özellikle mali hususları önemseyen bu sistemler, evleneceklerin kimliğine ve yakınlıklarına bakmaz. Mali olarak birbirlerine karşı sorumlu olan eşler, birbirlerinin ‘Özeline’ karışamazlar. Boşanmadan, evlilik üzerine ikinci bir evliliği kabul etmeyen resmi hukuk; Çoklu beraberliğe ve ilişkiye, metrese, zinaya, ihanete karışmaz. Erkek kadın birlikteliğini nikâh şartına bağlayan din ise nikâhsız beraberliği, büyük bir suç saydığı ‘zina’ olarak görür. Hakların korunması için beraberliklerin nikâh altına alınmasını isteyen her iki durum da nikâh üzerine nikâhı kabul etmemektedirler.
Ancak İslam’ı hüküm uygulanmadığı ve mevcut sistemler de tedbir almadığı için; Allah’ın dininden kopmuş, çıkar ve uçkuruna esir olmuş olanlar insani bütün değerleri çiğneyerek, toplumu ifsat etmektedirler. Ünlü diye tanıtılan biri, eşinin kardeşiyle “aşk! Yaşadığını” iddia edebiliyor. Bir başka alçak, çocuğu yaşındaki yeğeniyle öpüşme pozu veriyor. Hele hele bazı dizi ve televizyon programlarına baktığınızda hayvanların tahammül edemeyeceği rezillikler görüyorsunuz…
Evli ve çocuk sahibi komşu ve akrabalar, iki tarafı da yakarak beraber kaçabiliyorlar. Resmi koca farklı, beraber yaşadığı farklı, kucağındaki çocuğun babası farklı çıkıyor. Başı kapalı! Evli kadın, kaçtığı adamla Dini! Nikâh (hangi dine göreyse) kıydıklarını söyleyebiliyor. Başı kapalı! evli kadının kaçtığı evli erkeğin başı kapalı! Annesi, utanmadan kendilerine kaçan kadına (tecavüz ederek) sahip çıktıklarını söyleyebiliyor… Bu rezillikler günden güne artıyor.
Devlet bu rezillikleri ve mağduriyetleri önlemek için, başta ‘zina ve ihanete’ ceza getirmek üzere gerekli önlemleri almalıdır. Evli olduğu halde başka bir erkeğe kaçan ve evli kadınlara göz dikerek ‘dini nikâh’ kıydıklarını! Söyleyen cahil, rezil, ahmak, şerefsizler… Siz dini ve dini nikâhı ne sanıyorsunuz? Evlilik üzere evliliği ret eden ve boşanma halinde bile neslin karışmaması için kadının bir süre beklemesini isteyen Dini nikâh, sizin hainliğinizi, şerefsizliğinizi, alçaklığınızı örtecek bir perde mi sanıyorsunuz? Sevgi, güven ve sadakat isteyen dini nikâh; sizin ihanetinizi, evlilik dışında zina yapmanızı, başkalarının da ailesini yıkmanızı asla kabul etmez. Boşanmadan, evlilik üzerine dini nikâh olmaz behey ahmaklar. Sorunlarınız varsa, mutlu değilseniz… İnsan gibi boşanır, ondan sonra da başkalarının yuvasını bozmadan kendiniz gibi birileriyle evlenirsiniz.
Toplum olarak da sorumluyuz! Gençlerin kaçmasına ve gönülsüz evliliklere sebep olmamalıyız. Sonu şiddet ve ihanetle bitebilecek evliliklerde ısrarcı olmamalı, boşanmanın önünü tıkamamalıyız. Sizi istemeyen eşi baskı ve şiddetle tutmaya çalışmamalısınız. Bu rezillikleri önlemek için ahlakı değerlerimize yönelmeli ve bu rezillikleri yapanlara karşı tavır almalıyız.
Ve belki de dini nikâhın nispet edildiği hocalar, aileler! Sizi niye bu insanlara dini ve dini ahlakı anlatmıyorsunuz. Dinin iyiliği, doğruluğu, adaleti, sadakati… Emrettiğini; zinayı, ihaneti, evli biriyle nikâh olamayacağını… Söylemiyorsunuz.
Ey Hacılar, Hocalar, Cemaatler, Tarikatlar, Diyanet ve Ebeveynler! Öncelikle dini ahlakı alın, önemseyin, çocuklarınıza ve topluma doğru bir şekilde anlatın. Size nikâh için gelenlerden mutlaka ama mutlaka iki tarafından ailelerinden yakın birilerini ve aile tablosunu isteyin. Yoksa aldatılır, suç size yüklenir ve yapılan zina ve rezilliklerin vebaline ortak olursunuz?
Rezillikleri teşvik değil, teşhir ederek önlemeye yönelik çaba harcadığına inandığım; zinanın bir an önce suç kapsamına alınmasını isteyen program yapımcısı Esra Erol hanım da, evli oldukları halde kaçtıklarıyla dini nikâh yaptıklarını iddia eden rezillere “nikâhınızı kıyan! Hocayı söyleyin” diyerek, yalan ve rezilliği ortaya çıkarmasını istiyoruz.
Eşinizden memnun olmayabilirsiniz, boşanmak isteyebilirsiniz, bunlar sizin en tabii hakkınız. Ama evli iken başkasıyla zina yapmak, başkasından çocuk peydahlamak, sana güvenen komşu ve akrabanın namusuna göz dikmek, evli olduğu halde evli bir başkasıyla nikâh kıydığını iddia etmek alçaklığın, şerefsizliğin, ihanetin, sahtekârlığın, ahmaklığın, cehaletin… En dibidir.
Akraba bile olsalar, başkalarının namusuna göz diken bu alçaklara hiç kimse yüz vermemeli, alçaklara ve yaptıkları rezilliklere tepki göstermelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.