İhsan Pınar

İhsan Pınar

Sistem Kimi Koruyor?

Sistem Kimi Koruyor?

 Varlıklar arasında en değerli olan insandır. Kâinattaki bütün varlıklar insana hizmet etmek için yaratılmıştır. Yoksa böcek ve akrebin soktuğu insana, at ve boğalar itaat ederler miydi?

          Ancak ne yazık ki, Allah’ın insana verdiği değeri insan kendisine vermemektedir. Gücü yettiğini aldatmakta ve ezmektedir. Haksızlıkların önüne geçmek ve adilane bir düzen için insanlar bir araya gelerek sistemler, devletler kurdular. Devletlerin var oluş sebebi, insanlar arasında düzen ve adaleti sağlamak; insanın canını, malını, dinini, aklını, hürriyetini, neslini, namus ve şerefini her türlü tehlikeden korumaktı.

        Peki insanoğlu bunu başarabildi mi? Hakkı ve adaleti bulamayan insanın arayışı devam etmektedir. Diyalektik bakış açısıyla Köleci Toplum, Feodalizm, Kapitalizm, Emperyalizm, Sosyalizm ve nihayetinde Komünizm… Ancak Sosyalizmde daha çok rahatsız olan insanın Kapitalizme dönüşüne şahit olduk.

          Bütün dünyayı dolaşan, işgal eden, sömüren, akıl almaz katliamlar yapan Avrupa, bütün bu tecrübelerden ders alarak kendi aralarında nispeten daha demokratik düzenler kurdular. Devletin beli bir ideolojinin eline geçmesinin önüne geçen batı, devletin tarafsız olmasını sağlayarak daha adil davranmasını sağladılar. Ancak kendi aralarında demokrasiyi güçlendiren batı dünyası, geri kalmış ülkeleri sömürmek ve kendi kontrolünde tutmak için hiç de demokratik olmayan sistemler ve kendi işbirlikçileriyle laikçi, diktatör ve krallarla bizi yönetmeye çalıştılar. Haliyle ne başımıza bela edilen sistemler, ne de batının atadığı işbirlikçi Kral, Diktatör ve idarecilerin halk ve Adalet gibi bir endişeleri oldu. Bütün çabalar sistem ve batının çıkarlarını korumak üzerineydi. Belki de bu yüzden Solcular devlet tanımını yaparken: “Bir sınıfın diğer sınıflar üzerindeki tahakkümü” olarak nitelendiriyorlardı.

          Bu sistemler ve batının çıkarları için tehlike arzedenler de hemen derdest edilip ortadan kaldırıldılar. Menderes, Özal ve Rahmetli Erbakan’ın başına getirilenlerin tecrübesiyle yol alan Erdoğan’ın, 16 yıllık iktidarıyla da sistemin hala eski yapısını koruduğunu görüyoruz. Maalesef devlet – Yargı bir türlü Adaleti sağlayamıyor.

        Batının kültür ve ideolojisinin esaretini ret edenler, hala da suçlu muamelesi görüyor; İnsanlık ve iyi bir nesil yetiştirmek için çalışanlar tutuklanıyor. Ama buna karşılık sahtekârlar ve üçkâğıtçılar devletin gözü önünde ve adeta yargının himayesiyle halkı aldatmaya ve sömürmeye devam ediyorlar.

        Televizyon kanallarının çoğu pazarlama şirketine dönmüş vaziyette. Devre Mülk, arsa ve şimdi de Sağlık üzerinden insanları aldatıyorlar. Kargo sahtekâr şirketlere hizmet edercesine gelen paketi açtırmıyor, açılan paketi geri almıyor. Aldatılan vatandaş mahkemeye başvurduğunda, adaleti sağlaması gereken yargı, aldatılan vatandaşı mahkeme ve karşı tarafın avukatlık masrafıyla cezalandırarak daha da mağdur ediyor. Devletin kasası boşalmış olacak ki, şimdi de vergi daireleri aldatılan vatandaşa ceza kesiyor. Vatandaşı aldatan sahtekârlar mı? Onlar da başka şirket adlarıyla halkı kandırmaya devam ediyorlar…

        Bir zamanlar medyatik olan Fadıl’dan 2013 yılında, daire karşılığında devre mülk almıştık. Sözleşmede gösterdiği bedel üzerinden de tapu harcı olarak nakit almışlardı. Ancak sözleşmenin gereğini yerine getirmediler. Mahkemeye başvurduk. Mahkeme satıcı firmanın hazırladığı ve imzaladığı sözleşmeyi geçersiz kabul ederek, bizi karşı tarafın Avukatlık ücretiyle cezalandırdı. Evimiz gitti, paramız gitti, yargının korkusundan ses çıkaramıyoruz. 5 yıl sonra bize İstanbul vergi dairesinden ceza Tebliğ namesi geldi. Meğer Fadıl, bizden tapu harcı olarak aldığı bin liralar yerine, değeri çok küçük göstererek 3-4 lira yatırmış. Parasız kalan Maliye de geçmişe dönük evrakları incelemiş ve yargının geçersiz kabul ettiği sözleşmeler üzerinden vatandaşa ceza kesiyor. İstanbul Vergi dairesiyle konuştum, durumdan haberdarlar. Aldatıldığımızı, mağdur edildiğimizi, elimize geçen hiçbir şeyin olmadığını biliyorlar. Ama “ya ödeyeceksiniz veya mahkemeye başvuracaksınız. Mahkemeye de başvursanız bunu yıllar süreceğini ve çok daha fazla mağdur olabileceğinizi…” açıklamalarında bulunuyorlar.

        Zaten yargı sözü geçince, sıradan vatandaş her şeye razı oluyor. Neresinden bakarsan haksız ve adaletsiz olan bu yanlışları kim düzeltecek. Ey partiler, vekiller! Sizin göreviniz ne? Marketlerin poşet parasıyla uğraşacağınıza bu sahtekârlar ve adaletsizliklerle uğraşsanıza…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İhsan Pınar Arşivi