Hangi Köpeği Beslemekteyiz?
İnsanın mücadele hayatı, doğumundan ölümüne kadar devam eden, mezar taşındaki doğum ve ölüm tarihlerinin yazılmasıyla da teyit edilen, doğduğunda kundağa sarılan, öldüğünde aynı bez isim değiştirerek kefenlenen. Gelirken çıplak, giderken de çıplak terk edilen bu âlemdedir mücadelemiz.
Bu realiteden yola çıkarak, gelişi çıplak, gidişi çıplak olarak terk ettiğimiz bu âlemde neyin mücadelesini veriyoruz? Kazanım olarak ne elde ediyoruz? sorgulamak gerekir.
Son zamanlar da hiç dikkatinizi çekti mi? kime dokunursanız bin ah iştir olduk, hep şikâyetler, hüzünler, acılar ve isteksizlikler. Bu verilen mücadelenin, elde edilen kazanımıyla alakalıdır. Mücadelenin ismi ne olursa olsun veya neyin mücadelesini veriyorsanız verin, mutluluğu ve sevinci, verdiği mücadelenin kazanımı olarak görmek isteriz. Sonucu istenilen gibi olmayan her mücadele hüzün ve şikâyetleride beraberinde getirir.
İşte burada ibret verici bir o kadarda düşündürücü güzel misalle devam edelim:
Yaşlı Reis kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı.
Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı.
Dedesinin yanından ayırmadığı iki iri köpekti bunlar. Çocuk, niye renklerinin illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. O merakla sordu dedesine.
Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı. “Onlar” dedi, “benim için iki simgedir evlat.”
“Neyin simgesi” diye sordu çocuk.
“İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları.”
Çocuk, sözün burasında, mücadele varsa, kazananı da olmalı diye düşündü ve bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:
“Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?”
Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa:
“Hangisi mi evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem!”
İşte her mücadelenin omurgasına hitap eden, sonucunu iyi olarak görmek istediğimizde yapmamız gereken, beslenilmesi gerekeni bulup beslemektir.
Burada şuna dikkat çekmeden de geçmek istemiyorum; siyah ve beyazın belli olduğu zamanlar da bu belirleyicidir. Her mücadelede siyah ve beyaz bu kadar net görünmeyebilir. İşte o zaman beyazı besleyelim derken siyaha hizmet etmiş oluruz. Sonucuna baktığımızda, sonuç istenilen düzeyde olmadığında kaybeden tarafta olmanın hüznünü yaşarız.
Yazının başlığında ki soruya cevap verebildik mi? Biz Hangi köpeğimizi beslemekteyiz.
Rabbim mücadele ortamlarının her alanında siyahı siyah, beyazı beyaz olarak gören kullarından eylesin. Mücadele ortamlarımızı bize netleştirsin. Âmin… Selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.