Amerika, Dünya’nın her bölgesine karışıyor. Asya’dan, Avrupa’ya, Afrika’ya hasılı her Coğrafya’da sömürü ve dizayn çalışmaları devam ediyor.

            Irak’ta, Suriye’de CIA ajanları cirit atıyor. Suriye’de İslam Cephesini çökertmek amacı ile Amerika yeni bir cephe oluşturmuş durumdadır. Bu cephede Sosyalist,Komünist veya Laik fark etmez bütün İslam karşıtı örgütler bulunmaktadır.

            Diğer taraftan Ülkemizde bulunan bazı yapılar ve Örgütler de zaman zaman programlanıp devreye konulmaktadır.

            Programlanan yapılardan biri de HDP’dir. HDP Eşbaşkanlarından Selahattin Demirtaş’ın Amerika gezileri sonrası yaşananları göz önünde bulundurursak ne tür programlarla karşı karşıya olduğumuzu görürüz.

            Demirtaş’ın 6-7 Ekim olayları öncesi Amerika’ya yaptığı geziyi ve ertesini hatırlayalım. 6-7 Ekim öncesi Demirtaş Amerika’ya gitti. Orada “Üst Akıl” tarafından programlanıp Türkiye’ye geldi. Türkiye gelir gelmez “Kobani” bahanesi ile halkı sokağa döktü.

            Halkı kışkırtan Demirtaş verilen programa  uyarak başarılı oldu. Ama Demirtaş’ın kışkırtmaları ile 50 kişi katledilmiş oldu. Halka kin ve nefret aşıladı.Amerika’nın istediği de tam olarak buydu.

            7 Haziran seçimleri öncesi Amerika’ya giden ya da çağrılan Demirtaş yeni bir program yüklenerek geldi. Bu defa Erdoğan karşıtlığı propagandasını yürütecekti. Nitekim Grup toplantısında Erdoğan’a hitaben “Seni Başkan yaptırmayacağız!”  diyerek; Beyaz Türkleri, Türk Solunu, CHP elitistlerini, Ulusalcıları ve Kemalistleri safına çekme gayreti içine girdi.

            7 Haziran sonrası sonuçlarına göre Demirtaş verilen programa uyması neticesinde kısmen başarılı oldu. İyi bir oy almıştı. Ne yazık ki Kandil’i ikna edemedi.

            Sonrasında başka programlarla karşı karşıya kaldık. Kandil ve Amerika işbirliği “Özyönetim” modelini ileri sürecekti. Amerika bu defa Demirtaş’a zamanın geldiğini ve “Özyönetim” ilanlarının yapılması gerektiğini söyledi.

            Yüzlerce insanın ölümüne, binlerce insanın yaralanmasına, on binlerce insanın göç etmesine neden olsa da Demirtaş için sakınca yoktu.

            “Gitgel Konya altı saat!” misali Sam Amca tekrar çağırıyordu. Amerika’ya gidip yeni versiyon program yüklenmek gerekiyordu.

            İşte aynen öyle Demirtaş bohçasını toplayıp tekrar Amerika’nın yolunu tuttu. Bu defa nasıl bir sürprizle gelecekti?

            Demirtaş Amerika’dan döndü ve şapkasından tavşanı çıkardı. Şöyle diyordu Demirtaş: “Eğer ki arkadaşlarımızın dokunulmazlıkları kalkar, gözaltına alınır veya Meclis dışı edilirlerse biz de kendi Meclisimizi kurarız”

            İşte yeni program da buydu. Amerika çalışmaya devam ediyor. Karıştırma tam gaz ileri. Gelsin yeni programlar...