İhsan Pınar

İhsan Pınar

Seçime Giderken…

Seçime Giderken…

        Demokratik usullerle idarecilerini seçmek insanların en tabii haklarıdır. Tabi seçim sadece ‘seçme’ değil, aynı zamanda bir kontrol mekanizması olarak siyasilerin hizmet ve yaptıklarını değerlendirme, puanlandırma ve uyarma görevi yapmaktadır.

        Fakat ne yazık ki hizmet ve ürettiği projelerle kendini halka takdim eden ve halkın desteğini almaya çalışma yerine; biz ve bizim gibi geri bıraktırılmış ülkelerde seçimler daha da bir ayrışma ve kavga sebebi olmaktadır…

        Hayatın merkezinde insan vardır. İnsanın bir damla kan ve gözyaşı bütün siyasi partilerden, örgüt ve ideolojilerden çok daha değerli ve kutsaldır. Kendi parti, örgüt ve ideolojilerini muhaliflerinin hayatından daha değerli gören; yandaşlarını bile parti, örgüt ve ideolojilerine kurban edenlerin ne kendilerine ne de halka hiçbir faydalarının olamayacağı herkesçe bilinmeli ve böylelerine itibar edilmemelidir.   

        Elbette düşünen ve sorumluluk hisseden insanın bazı hisleri olacak ve olanlara kayıtsız kalmayacaktır. Kendince bazı kriterleri göz önünde bulundurarak siyasi tercihte bulunacaktır. Ama tercih ve tarafınız ne olursa olsun; kararınız kendi akıl ve vicdanınızın sesi olsun. Akıl ve vicdanlarınızı hiç kimseye kurban etmeyin. Zaten akıl ve vicdanı çıkardığınızda; İman, özgürlük, şahsiyet diye hiçbir değer kalmaz ki.

         Kürtlerin Partisi, Türklerin Partisi, Arapların Partisi; Müslümanların Partisi, Alevilerin Partisi, Sünnilerin Partisi, Şiileri Partisi; Kadınların Partisi, Erkeklerin Partisi; Siyahların Partisi, Beyazların Partisi, Kırmızı derililerin Partisi… Diye bir şey olamaz ve olmamalıdır. Böyle bir iddia bir aldatma ve ihanetten başka bir şey değildir. Irkçı ve ayrıştırıcı olan böyle bir söylem ve zihniyet, ancak toplumumuzu Suriye ve Afganistan’a çevirir. Her ne kadar birileri tarafından böyle bir propaganda kullanılsa da, gerçek değildir. Hangi partiye bakarsanız, farklı ırklardan bir yapılanmanın olduğunu göreceksiniz.  

        Böylesine basit propaganda veya karalamalara hiç kimse alet olmamalıdır. Ben Müslüman olduğum için hiç kimsenin yanlışını savunmak, günahına ortak olmak ve siyasi bir partiye oy vermek zorunda olmadığımı gibi; Bir Kürt olarak da hiç kimsenin yanlış ve günahına ortak olmak ve siyasi bir partiye oy vermek zorunda değilim. Size hizmet etmek ve insani projeler üretmekle toplumu ikna edemeyenlerin, böylesine ucuz ve basit propagandalarla sizi aldatmalarına asla alet olmamalısınız.

        Ben, sen, bizler, sizler parti ve siyasilerin peşinde sürüklenenler değil; parti ve siyasilerden hesap soran, onları yönlendiren asıl unsur olmalıyız. Parti, örgüt ve siyasilerin peşinde koşup alkış tuttukça iyi bir neticeye varamayız. Ancak öncelikle tarafı olduğumuz parti, örgüt ve siyasilerden hesap sorup; yanlışlarına karşı çıkıp, onları iyiye zorladığımızda, özlenen insani Barış ve Huzur ortamına kavuşabiliriz.

        Seçimler siyasilerin peşinde koşarak, partizanlıkla çevremizle kavgalı olunan zamanlar değil; siyasilerin halka gelip özür dilemeleri, hesap  ve kendilerine çeki düzen vermelerinin zamanı olsun…     

        Ey insan! Unutma kaynak sensin. Nitekim hayat rehberimiz Hz. Muhammed (sav) bir hadislerinde, “Nasıl olursanız öyle idare edilirsiniz” diye buyurmaktadır.

        Hasan’ı Basri de “ İdarecileriniz amellerinize benzer, siz layık olduğunuz şekilde yönetilirsiniz” demektedir.

        Ve bizi yaratan, bizi bizden daha iyi bilen Allah (cc) “… Bir toplum kendi özündeki nitelikleri değiştirmedikçe, şüphesi Allah onların halini değiştirmez…” buyurmaktadır. Rad – 11   

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İhsan Pınar Arşivi