Sadık Emre

Sadık Emre

Yaşanmayan Din!

Yaşanmayan Din!

Müslümanların bugünkü hali içler acısıdır. Nerede bir Müslüman yaşıyorsa zulüm altındadır. Müslümanlar arasında birlik ve beraberlik olmadığı için mazlum durumuna düşmüşlerdir.

            Müsteşriklerin, Yahudilerin ve Evangelistlerin oyunları tıkır tıkır işliyor. Mezhepçilik, fırkacılık, meşrepçilik almış başını gidiyor.

            Bin bir çeşit akım ile olabildiğince tefrika girmiş aramıza. Haricilik,Tekfircilik, Vahabbilik, Şii’cilik  Müslümanlar arasına sokulmuş fitne kaynağıdır.

            Yahudi diyoruz,müsteşrik diyoruz ardından da Müslümanlar arasına konulmuş fitne kaynaklarının ne olduğunu söylüyoruz. Peki, tefrika ve fitnelerin oluşmasında Müslümanların vebali ve günahı yok mudur?

            Müslümanlar, öncellikle dinlerini aslına uygun yaşamıyorlar. Atalarından, geleneklerinden, menfaatlerinden önde tutulmayan Din “Yaşanmayan Din” olup çıkıyor.

            Yaşanmadığı zaman Din fayda vermiyor. "Müslümanım Elhamdullilah" rahatlığı Müslümanı tembelleştiriyor ve Din’in emirlerinin yerine getirilmesi arka plana atılıyor.

            Yaşanan Din; fedakarlık ister, Müslüman kardeşini kendinden önde tutmayı gerekli kılar. İnfak etme, fakir fukaraya yardım etme, ölçülü olma, feda etme, çalışma ve kazanma ama kazandığını paylaşma ilkeleri ve emirleri işimize gelmediği için göz ardı ediliyor.

            Göz ardı edilen İslam ilkeleri yerine Kapitalizmin ilkesizlikleri İlke halini almış. Daha da kötüsü bunlar hayatımızın köşe taşlarını oluşturup uygulamalarımızda yer edinmiş.

            Uygulamalarımız, Liberalizm ve Kapitalizme göre düzenlenmiştir. Ne olursa olsun kazan ve kazandığını kimseyle paylaşma (Kapitalizmin bireyci Toplum) düsturu  ticari hayatımızın  içinde yer almıştır.

            Ümmet bilincinin yerine (ticari hayatta) birey bilinci hakim olmuştur. Sosyal hayatta ise Cemaat, Fırka, Mezhep, Tarikat v.s. olunca Ümmet akla gelmez olmuş. Genellikle de birbirine rakip cemaatler, birbirinin düşmanı mezhepler halini almış ve birleşme  yerine ayrışmaya gider olmuşuz.

            Takım tutar gibi cemaat tutulmuş, cemaatin lideri (haşa) Peygamber gibi görülmüş. Kur’an ve Peygamber hayatı sadece sözde var olmuş. Hayatımızda yer almayan Din’in   faydasını alamamışız.

            Kur’an’ın içinde yer alan düsturları yaşayan Peygamber ve sahabenin nasıl mükemmel bir toplum haline geldiğini okuyor, söylüyor ancak yaşamıyoruz. Dürüstlüğü ve doğruluğu anlatıyor ancak dürüst olmuyor; infakı anlatıyor ancak infak etmiyor; çalışmayı anlatıyor ancak çalışmıyoruz.

            Sadece anlatmada ve konuşmada yer alan Din’in faydasını görmüyoruz, bilakis birbirimize zarar veriyoruz. Birliğe dönüşmesi gereken amellerimiz, tefrikaya dönüşüyor.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Emre Arşivi