Mehmet Cemil EREZ

Mehmet Cemil EREZ

Cehalet’in Bilmişliği!

Cehalet’in Bilmişliği!

                        Yaşadığımız hayatın içinde öyle zamanlar var ki; okumanın, bilmenin ne kadar aciz kaldığını görürüz. Bu kelimeler çoğunlukla vakıf olunan işin, karşı tarafa aktarırken, aktaranın kişiliği, makamı, maddi durumuyla alakalıysa, işte o zaman doğrular da, uyarılarda etkisiz kalır.

                        Gelin şimdi yukarıdaki söylemin biraz daha anlaşılması için güzel bir misal verelim. Zamanın birinde uzun yolcuğa çıkmış bir adam, yük taşımaktan hayvanı kan ter için de kalmış hayvanını çekiştire çekiştire gideceği hedefe doğru yol alırken, yolda bir yolcuyla karşılaşır, yolcu gelenlere baktığında yükünün ağırlığı altında bitap düşmüş hayvana ve hayvanın önünde yürüyen şahsa baktığında, uzun bir yoldan geldiklerini anlamış. Yaklaştıkça hayvanın eğerinde taşıdığı yük dikkatini çekmiş, selam verdikten sonra, eğerdeki yüklere dikkatlice baktığında birinde buğday diğerin de ise taş taşıdığını görmüş. Meraklanmış ama sormaktan da çekinmiş, ne olacaksa olsun gittikçe merak artacaksa bu meraka bir son vermek istercesine, birinde buğday diğerinde taş taşımanın hikmeti nedir?

                      Adam başlamış atlatmaya yükün dengede kalması için böyle yaptığını bütün detayları ile anlatmış. Yolcu tebessüm etmemek için kendini zor tutuyormuş ama adam anlattıklarını o kadar detaylandırıyormuş ki, utandırmak istememiş. Sonrasında yolcu niye böyle yapıyorsun ki: "Taşları boşalt, buğdayı ikiye böl yarısını birine, kalanını ötekine bırak ve hayvanın üzerine sende bin” deyince adamın gözleri fal taşı gibi parlamış. Hemen kalkıp yolcunun dediğini yapmaya girişmiş, işini bitirip hayvanının üzerine bir güzel oturduktan sonra dualar edip uzaklaşacağı sırada, sen herhalde çok önemli bir şahsiyetsin ve makam mevki sahibisin yoksa zengin bir şahsiyet misin? dedi. Yolcu yok dedi ne makam nede mevki sahibiyim, zenginlik desen oda bende yok deyince, adam birden duraksadı atından indi buğdayın hepsini eğerin bir gözüne, boş kalan gözede taşları tekrar yerleştirmeye çalışırken söyleniyordu: “Aklın olsaydı veya zeki biri olsaydın sana fayda verirdi” diyerek geldiği hal üzerine yoluna devam etti.

                         Mesele ilk bakışta tebessüm ettirir mahiyette ama biraz ayrıntılara baktığımızda cahil bırakılan bir halk ve halkın üzerinde oynanan oyunlara ne kadarda benzerlik gösterir değil mi? Karşısına çıkan yolcu iyi niyetli idi, birde bu cehaletin üzerinden art niyetli olanlar var, bunlar cehaletin kendi planları doğrultusunda yönlendirme yaparlar.

                       Cehalet beraberinde bilmişliği de getirir. Cahil insana bir fikri aşıladınız mı bir daha o fikir dönmesi imkânsızlaşacak mahiyete gelir.                       

                      Cehalet, dini istismar edene, hem de etnik köken üzerinden siyaset yapanlara ne kadarda hazır bir zemin hazırladığını, tarihte gördüğümüz gibi şimdi ki zamanımızda da şahit olmaktayız.

                       "Kurtarıcılarınız bizleriz!" deyip insanlığın cehaletinden faydalandığınız yetmedi mi? Mensup olduğunuz inanç, etnik köken üzerinden nemalanmak yerine insanlığı cehaletten kurtarmanın mücadelesinin zamanı geldi de geçiyor. Yoksa bu ateş çukuru yakmayacak yer bırakmayacaktır.

                        Rabbim bizleri cehalet bilmişliğinden kurtarıp, yolunda samimiyetle sürekli araştıran kullarından eylesin ve araştırdıkça ne kadar bilgiden yoksun olduğumuzu bizlere göstersin.

                                                                                                                                                                     Selam ve dua ile...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Cemil EREZ Arşivi